30 Haziran 2013 Pazar

Neler Okudum? #1

Tatil başlayalı çok olmadı.Fakat oradan oraya yuvarlanmaktan başka yapacak bir şey olmadığından her canı sıkıldığında kitaplara sarılan bir insan oldum. Tüm sene doğru düzgün kitap okuyamadığımı da düşünürsek çok özlemişim kitap okumayı ! Okuduğum kitaplar arasında çok beğendiklerim de olduğu için sizinle paylaşmak istedim.


Kardeşimin Hikayesi - Zülfü Livaneli


Zülfü Livaneli her zamanki gibi müthiş bir roman yazmış! Müthiş demek bile az belki. Sürprizlerle dolu olan ve aynı zamanda sizi kitabın ana karakterine hayran bırakan , etkisinden kolay kolay çıkamayacağınız bir kitap. Kitaplığımın VIP köşesine yerleştirdim :P :)) 


Evden Çok Uzakta - Kristin Hannah


''Bütün evliliklerde bir kırılma noktası vardır.
Bütün aileler yara alır.
Bütün savaşların bir bedeli olur...

Yirmi yıllık evlilikleri bitme noktasına sürüklenirken birçok çift gibi Michael ve Jolene de çocuklar, kariyer, fatura, ev işleri gibi günlük yaşamın sıkıntılarıyla uğraşmak zorundadırlar. Ancak hayatları beklenmedik bir biçimde değişir, ailenin direği olan Jolene tehlikeli bir savaşa doğru ilerlerken, kızlarına tek başına nasıl ebeveynlik yapacağına dair en ufak bir fikri olmayan Michael evde kalır. Bir anne olarak ailesinden uzak kalmak Jolene için çok ıstırap vericidir ancak bir asker olarak da sorumlulukları vardır. Savaş Jolenei hiç kimsenin öngöremediği biçimde değiştirecek, Michael ve Jolenein en büyük korkularıyla yüzleşmelerini sağlayacaktır. 

Kristin Hannah bu duygusal kitabında, âşık ve birbiriyle savaş halinde bir karı kocanın ilişkisine yoğunlaşarak sıkıntılı bir evliliğin mahrem topraklarında geziniyor...

Seni artık sevmiyorum. Dev bir dalga gibiydi o cümle, hiç umulmadık bir anda gelen, binaları temelinden yıkıp evleri un ufak eden bir dalga gibi...''

Kristin Hannah'ın tüm diğer kitapları gibi bu da çok güzeldi. Fazlasıyla hayatın içinden. Kesinlikle okunmalı.

Kristin Hannah'ın diğer kitaplarını görmek için TIK TIK.



Kahperengi - Hande Altaylı


''O sabah yatakta gözlerini açtığında ise kendini iyi hissetmiyordu. Bir gece önce Fıratı görmek dengesini altüst etmişti. Geçmişin asla sandığımız kadar uzakta kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmek, yeteri kadar uzağa gidemediği kaygısını doğuruyordu. Yoksa yıllar geçtikçe güçleneceğine, zayıflıyor muydu insan? Olgunlaşacağına koflaşıyor, dayanıklılığını yitiriyor muydu? Öğreneceğine unutuyor, bildiklerinden şüpheye mi düşüyordu? Geride bıraktığı onca şeyden ve onca yıldan sonra böyle yaprak gibi titremek, kendini başa dönmüş gibi hissetmesine yol açıyordu. Yürümüş, yürümüş ama hiçbir yere gidememişti. Belki de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin anlamına geliyordu.

Küçük bir Anadolu kasabasından İstanbulun ışıklı gecelerine uzanan bir yolculuğun hikâyesi. Sevginin değil, mecburiyetin birlikte tuttuğu bir ailede büyüyen Narin ilk kez âşık olduğunda yolların nihayet daha büyük yollara bağlandığını, o büyük yolların da başka şehirlere, ülkelere kavuştuğunu anlar. Ve biri gittiğinde arkasında bir yol bıraktığını. Ama o yolların nefrete, ihanete de açıldığını anlaması için aradan yılların geçmesi, dostlukların sınanması, kaybedilenlerin bulunması gerekecektir. ''


Bu romanı akıcı, sürükleyici olmasından dolayı çok sevdim. Ayrıca Merhamet dizisini izleyip benim gibi sevmeyenlerdenseniz kesinlikle önyargınızı atmanızı öneririm çünkü her film veya diziye uyarlanan kitap gibi Kahperengi'nin de kitabı çok çok daha güzel.

Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü - Aime Bender



''Bir gün, mutsuzluğu, acıları ve arzuları, en derindeki sırları görme yeteneğin olduğunu keşfetseydin...

Bir gün, sana gülümseyen yüzlerin ardını görüp sana en yakın kişinin yüreğinde kilitlediği kapıları aralasaydın, ne yapardın?..

Büyümenin eşiğindeki Rose için hayat, bir sabah geri dönülmezcesine değişir. Zira annesinin yaptığı limonlu pastadan aldığı bir lokmayla, sadece yemeği değil, onu pişiren kişinin duygularını da tatmakta olduğunu anlar... 

Olağanüstü yeteneği, aynı zamanda derin bir kaygı ve hüznü de beraberinde getirir; çünkü her zaman neşeli, güler yüzlü ve sevecen biri olarak bildiği annesi, kalbinde sarsıcı bir gerçek saklamakta, ailesinden ayrı ikinci bir hayat yaşamaktadır... Çok geçmeden babası ve ağabeyinin de çok özel yetenekleri olduğunu anlar. Her üçü için de bu yetenek, kimi zaman bir mucizeye kimi zaman da yakalarını kurtaramadıkları bir illete dönüşecektir.
Hemen her ailenin üstünü örttüğü gerçekleri, duyarlı ve yetenekli bir genç kızın büyüme öyküsü eşliğinde anlatan acı, tatlı ama her sayfası büyülü bir şehir masalı... ''

Okurken zaman zaman sıkıldığım fakat genel olarak bolca duygu yüklü bir kitap.

Bir Gün - Ayşe Kulin

Bazı önyargılarımızı, insanlar arasında ayrım yapmamamız gerektiğini vurgulayan hayatın içinden çıkmış güzel bir kitap.

''... biz, iç içe büyüyen, iç içe yaşayan, birbirine benzeyen, kavgacı, hırçın ve inatçı, şefkatli, sevecen ve yürekli, sonsuz verici ve can alıcı, gözü kara, kurnaz, hain, aynı anda çileli, masum ve çocuksu biz! Biz, aynı toprağın çocukları. Yazar Ayşe Kulin, Bir Günde herkesin payına düşmüş bir kabusun öyküsünü ele alıyor. Güneydoğuda yaşananlar iki kadının penceresinden olduğu kadar, iki tarafın, iki yaşamın, iki ucun da yaşamından kesitlerle göz önüne seriliyor. Uzun yılların öyküsüyle bir gün içinde hesaplaşmak zordur kuşkusuz, bir gün belki yetersiz bir zaman. Ama bir gün bir başlangıç olabilir. Bir Gün, bu başlangıcın arandığı bir roman.''


Tanrı'nın Unutulan Çocukları - Craig Silvey




Hayat bir piyangodur: Şanslı olan kazanır, şansızlar ise Tanrının Unutulan Çocuklarıdır...

Tanrının Unutulan Çocukları, yetişkinliğe adım atan iki çocuğun bir sırla başlayan muhteşem dostluğu üzerine yazılmış, etkileyici bir roman...

Uzak bir ülkenin yazarı olan Craig Silveyin çok sayıda ödül alan romanı Türk okuyucularıyla buluşuyor. Yayımlandığında Avustralyada yoğun bir ilgiyle karşılaşan yazar, başarılı en genç yazarlar listesinde yer almayı başarmış bir isim.

''Tanrının Unutulan Çocukları hem kurgusu hem de güçlü karakterleriyle okuyucuya bilmedikleri bir coğrafyanın edebi zevkini yaşatırken, dokunaklı bir dille sıradan yüzlerin ardına gizlenmiş birbirinden ilginç sırlar barındırıyor. Romanın başkarakterlerinden Jasperın, aynı okulda okuduğu Charlienin odasının penceresine bir gece yarısı gelmesiyle başlayan olaylar, başarılı ve merak uyandırıcı bir hikâyeyi de beraberinde getiriyor. Parçalanmış bir ailenin çocuğu olması nedeniyle kasabalılar tarafından hor görülüp dışlanan Jasper, korkunç bir olayın detaylarını tek güvendiği kişiyle, Charlieyle paylaşır. O andan itibaren çocukluklarını bir kenara bırakmaya başlayan bu iki arkadaş, bu sırrın peşine düşerek toplumun önyargılarına, bağnazlıklarına ve ikiyüzlülüğüne ayna tutmaya başlarlar.

İnsanların kendi kabuklarına çekildikleri bu küçük kasabada hayatın hem solgun hem de canlı anlarına tanıklık eden iki arkadaşın yaşadıklarını okurken, çocukluğunuzun masum yıllarını hatırlayacak, toplum tarafından kabul görülmenin ne anlama geldiğine bir çocuğun gözünden bakacaksınız.''

Haftalardır D&R'ın çok satanlar listesinden inmeyen bu müthiş roman ödüllerinin karşılığını layığıyla veriyor bence.

****


                                                             İYİ HAFTA SONLARI! :))








2 yorum:

  1. evden çok uzakta çok sevdim ben de.
    limonlu pastayı da.
    ikisi de var ki blogumda.
    diğerlerini cıks bilmiyom.

    tatil dediğin zaten budur be.
    ordan oraya yuvarlanmak.
    :)
    umarım okul sınav filan herşey iyidir keyfin yerindedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. özellikle kardeşimin hikayesini tavsiye ederim :)

      alıştım artık sonuca da :) çoğunluk istediğim gibi.

      Sil

Kendi halindeki şu bloggerı, yorumunuzla çok sevindirdiniz ! :))