3 Temmuz 2014 Perşembe

Neler İzledim? #2


Herkese merhabalar! 
Okullar kapanalı neredeyse 3 hafta olacak. İçimde, bu seneyi çok sorun yaşamadan bitirebilmenin mutluluğu var. İlk zamanlar biraz afallasam da çok çabuk alıştım. Her şeyimizi paylaştığımız ama elbette çoğu zaman güldüğümüz birçok arkadaşımla senenin nasıl geçtiğini hiç anlamadım bile. Sene içinde her ne kadar blogtan kopmamaya çalıştıysam da sınavlarımın yoğunluğu bunu çok zorlaştırdı. Ama artık ''bugün günlerden Çarşamba mı Perşembe mi'' gibi ikilemlere sıkça düştüğümüz uzun yaz tatilindeyiz. Ve tekrar aranızdayım! :)

Aklımda blog ile ilgili birçok yayın fikri var. Ama ilk olarak bana en çok zevk veren yazılarımdan biri olan ve sizlerle paylaşmayı çok sevdiğim ''Neler İzledim?'' ile başlamak istedim. Ve sizin için okuması daha zevkli bir yazı olması için öncesinde bir de ''Okurken Dinlenecek Şarkılar'' listesi yapmaya karar verdim. Bu liste şu sıralar çok sevdiğim birkaç şarkıdan oluşuyor.
- Oasis-Wonderwall
- Yok Öyle Kararlı Şeyler-Özümden Çok
- Yüzyüzeyken Konuşuruz-Ölmemişiz
- Kings Of Leon- Beautiful War

1. Sevginin Gücü (Léon:The Professional)

Vikipedi: Luc Besson tarafından yazılan ve yönetilen 1994 yılı Fransa yapımı bir filmdir. Filmin başrollerinde ise, bir mafya tetikçisini canlandıran Jean Rêno, ailesi öldürüldükten sonra bir tetikçi tarafından himayeye alınan 12 yaşındaki bir genç kızı canlandıran Natalie Portman (onun ilk filmidir), yolsuz bir DEA ajanını canlandıran Gary Oldman ve tetikçilik işleri yaptıran bir mafyayı canlandıran Danny Aiello yer almaktadır.


En az 3 kez izlediğim ve bir o kadar daha izleyebileceğim, hiç bıkmayacağım harika bir film. Konusuyla, oyuncularıyla her şeyiyle mükemmel. Spoiler vermeden nasıl anlatabileceğimi bilmediğim için filmin konusunu açıklarken vikipediyi kullandım. İzlediğinizde Natalie Portman'ın ilk filmi olmasına rağmen sergilediği oyunculukla sizi hayran bırakacağına şüphem yok. Kesinlikle izlenmeli!





UYARI: İzledikten sonra Sting-Shape of My Heart'ı defalarca dinlemekten kendinizi alamıyorsunuz. Demedi demeyin.

2. Otomatik Portakal (Clockwork Orange)

Anthony Burgess'ın romanından uyarlanan, yönetmenliğini ve yapımcılığını Stanley Kubrick'in üstlendiği harika bir distopya filmidir. Geçmişten o günlere kadar değişen dünya düzeni ve değişimin insanlar üzerindeki etkisini ustalıkla yansıtmıştır.
Ahlaki değerlerin birbirine karıştığı bir toplumda, insanlara şiddet uygulayan bir çeteyi ve Alex üzerinden insan doğası ve toplumsal değerlerin çatışmasını konu eder. İzlemeniz gereken filmler listenize eklemenizi öneririm, öyle bir listeniz yok ise Otomatik Portakal listenizi oluşturmaya başlamanız için güzel bi' adım.




3.Forrest Gump

Vikipedi:Forrest Gump, 1986 yılında Winston Groom tarafından aynı adla yayımlanan romandan esinlenerek çekilmiş, 1994 yapımı epik,romantik, komedi-drama dalında bir filmdir. Robert Zemeckis tarafından çekilmiş ve Tom Hanks, Robin Wright, Gary Sinise ve Sally Field başrol oyunculuklarını yapmıştır.
Film, öğrenme güçlüğü yaşayan ancak atletik olarak inanılmaz yeteneklere sahip Forrest Gump'ın, doğum yılı olan 1944 ve 1982 yılları arasında gerçekleşmiş, bazen sadece gözlemlediği, bazen de başkalarına ilham verdiği 20. Yüzyılın dönüm noktası olaylarını betimler. Film, esinlenilerek çekildiği Winston Groom'un romanından, Forrest'ın kişiliği ve ele alınan bazı olaylar yönünden farklıdır. 

RUN FORREST RUN!

4.Bir Rüya İçin Ağıt (Requiem for a Dream)

Yeraltı edebiyatı yazarlarından olan Hubert Selby Jr.'ün romanından 2000 yılında sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Darren Aronofsky'nin yaptığı bir trajedi filmidir.İzlerken bir an için olsa bile başka şeylerle ilgilenmemenizi gerektiren filmlerdendir.İzledikten sonra uyuşturucuya olan ufacık bir merak bile yerini nefrete bırakır.Çok fazla cinsellik barındırmamasının yanı sıra çok sayıda ''artık bitmeyecek mi bu an'' dedirtebilecek sahneler vardır.
Ben yeraltı edebiyatı filmlerine oldum olası bayılmışımdır ama herkesin severek, sonuna kadar izleyebileceği filmlerden olduğunu düşünmüyorum. Çevremdeki birçok kişinin tahammül edemediği yerler çok fazla. Fakat ben yine de herkesin izlemesini hatta çocuklarınız 14 15 yaşlarında ise hep beraber izlemenizi tavsiye ederim.








5.Dövüş Kulübü (Fight Club)

Yine bir yeraltı edebiyatı yazarı olan Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan aynı isimdeki roman üzerinden çekilen kült filmdir. Edward Norton, Helena Bonham Carter ve Brad Pitt'in oyunculuklarıyla senaryo birleşince ortaya mükemmel bi şey çıktığını söylemek mümkün. 

İzledikten sonra bir süre sizi etkisi altına alan, kesinlikle izlemeniz gereken bir film. Ayrıca Alper Canıgüz'ün ''Tatlı Rüyalar''ını okuyup sevdiyseniz bu filme de bayılacağınıza eminim.






6.İtirazım Var

Şairliğini çok sevdiğim ama daha önce hiçbir filmini izlemediğim Onur Ünlü'nün senaryosunu yazdığı, yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği 2014 yapımı polisiye komedi türünde mükemmel bir filmdir. Her şey ustalıkla eleştrilmiştir ve gerçekten düşünülmüş zekice espriler içerir.

Kültür Bakanlığı almış olduğu bir karar ile filme 18 yaş sınırı koymuştu. Sanıyorum ki dine, sisteme yapılan zekice eleştriler onlara bu kararı aldırmış. Ama neyse ki sonrasında bu saçma karar iptal edildi ve yaş sınırı kalktı.

Biz de birkaç ay önce gösterime girdiğinde hemen toplanıp gitmiştik birkaç arkadaşımla. Filme başlamadan ''Onur Ünlü filmi sonuçta harika olacak'' diye düşünüyorduk. Ama açıkçası bu kadar da mükemmel bir şey beklemiyordum. Beklentimin çok çok üstündeydi. Film bittiğinde bir süre oturup boş boş baktık.Hani insanın afalladığı ve tek yapabildiği şeyin gülmek olduğu anlar vardır ya.  

İzlediğim en iyi Türk filmiydi diyebilirim. Gerçekten Onur Ünlü'nün hayal gücüne, zekasına hayranım. İzlemediyseniz hemen izlemeye koşmanızı öneriyorum:D

7.Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi

İsmi sizi korkutmasın. Yine bir Onur Ünlü filmi desem az çok sizi nasıl bir şeyin beklediğini tahmin edersiniz. Bu sefer Onur Ünlü dramatik komedi türünde, yine sistemi harika eleştiren bir film ile karşımıza gelmiş.

Arkadaşlarımla İtirazım Var'a gittikten sonra çok etkisinde kalıp Onur Ünlü'nün diğer filmlerini de izlememiz gerektiğini düşündük.Ve bizim evde bir ''Onur Ünlü Günü'' düzenledik. Gerçekten çok eğlendiğim keyifli bir gün oldu. 


İtirazım Var kadar beğenmesem de yine de çok sevdiğim filmler arasına girdi. Sonu tamamiyle afallatıcıdır ve ''nasıl burada biter ya'' dedirtmek amacıyla öyle planlanmış diye düşünüyorum. Bilgisayara gidip acaba devamı mı var, bir yerleri mi atladık diye kontrol etmenizin olabilitesi yüksek:D Ama ben yine de bunu da izleyin, hatta Onur Ünlü'nün bütün filmlerini izleyin derim.


Bu arada Celal Tan rolünde aşk-ı memnunun Adnan'ı var. Aklınıza istemsizce aşk-ı memnu gelip ''Ah Adnan, Bihter neler yaptı'' gibilerinden düşünmeniz olası. :P



8.Across The Universe

Eğer benim gibi The Beatles hayranıysanız bayılacağınızı söyleyebilirim. Filmin türü müzikal,dram ve romantik. Müzikal oluşu sizi hiç korkutmasın çünkü hikayeyi oluşturmaya yardımcı olan ve filmin güzelliğine güzellik katan 33 Beatles şarkısıdır bu filmi müzikal yapan.
Özellikle Jim Sturgess söyleyince bir kez daha bayılacaksınız Beatles'a.

İzleyince beni çok mutlu eden, yaptığı eleştrilerle, müzikleriyle ve senaryosuyla mükemmel bir film. Kesinlikle izleyin.






*****
Şimdilik izlediklerim arasından en beğendiklerim bunlar. Umarım severek okumuşsunuzdur. Filmlerden spoiler vermemek için pek fazla ayrıntıya giremedim, isterseniz http://www.beyazperde.com/ adresinden hepsini ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz.

Çok hoşça kalın! :)